Şubat sonunda Qatar Creates kapsamında Qatar Museums turuna davetliydik. 1. Edisyonu düzenlenen Design Doha Bienali vesilesiyle gerçekleşen geziye bienalin yanı sıra National Museum of Qatar, Arab Museum of Modern Art ve Fire Station gibi önemli müzeler ve sergi alanları da dahildi. Pipilotti Rist, Mehdi Moutashar, Dan Flavin ile Donald Judd sergileri, bienal dışında turun öne çıkanlarındandı. Design Doha’nın ana sergisi Arab Design Now’la ilgili izlenimlerimizi bu sayıda bulabilirsiniz.
Nisanla birlikte bütün cemreler düştü – bahar resmî olarak geldi. Nisan beraberinde hem 60. Venedik Bienali’ni hem de 3. CI Bloom’u getiriyor. 20 Nisan-24 Kasım arasında Adriano Pedrosa küratörlüğünde düzenlenen bienalin teması Foreigners Everywhere. Koordinasyonunu İKSV’nin üstlendiği Türkiye Pavyonu’nda bu yıl Gülsün Karamustafa’nın “Oyuk ve Kırık Dökük:Bir Dünya Hâli” adlı yerleştirmesi sergilenecek. Bienale Türkiye’den Güneş Terkol, Fahrelnissa Zeid veSemiha Berksoy da katılıyor; Nil Yalterde Altın Aslan Yaşam Boyu Başarı Ödülü’ne değer görülen isimlerden.
İstanbul’daki sanatseverleri ise Türkiye’deki çağdaş sanatçıları ön plana çıkaran bahar fuarı, CI Bloom bekliyor. 24-28 Nisan arası Lütfi Kırdar’da yapılacak 3. CI Bloom’da en çok dikkat çeken iki konuyu, Ahmet Said Kaplan’ın DECOL işbirliğiyle gerçekleşen Living Things sergisi ile CI’ın sürdürülebilirlik atılımını bu sayıda Seren Erciyas kaleme aldı. Erciyas’ın fuardan ve fuar esnasında alandan yapacağı haberleri ve yorumları internet sitemizden takip edebilirsiniz.
2024, Türkiye ile Japonya arasındaki diplomatik ilişkilerin 100. yılı. Muzaffer Karaaslan bu kapsamda Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinden iki duvar resminde ülkeler arasındaki kültürel bağı araştırıyor. “Kültürel Miras ve Müzeler” bölümümüzde ayrıca Emine Önel Kurt tuvaldeki çikolata, kahve ve çayın izini sürüyor. Savaş Zafer Şahin, UNESCO Dünya Miras Alanları Listesi’ne giren doğal ve insan yapımı mirasların toplumsal boyutlarını ele alıyor.
“Okumalar”, bu sayıda çok özel isimler barındırıyor: Anselm Kiefer ve İrfan Alış’la söyleşiler; Yoko Ono ve Emin Barın’ın son sergileriyle ilgili incelemeler bunların sadece bir kısmı. Nick Cave’le yaptığımız sohbet ise bizim için özellikle heyecan vericiydi. İlk kişisel sergisi, The Devil—A Life, bu ay Xavier Hufkens’da bu ay açılan Cave’le sanatçı olarak üstlendiği yeni rol olan seramikçiliği ve Şeytan figürleri üzerine konuştuk. Dünyaca ünlü bir rock yıldızının böyle çok yönlü bir sanatçı olması onu daha da özel kılıyor. Eserleri üzerine konuşurken dürüstlüğü, zor konulara girmekten kaçınmayışı özellikle etkileyiciydi.
Bu söyleşiyle ilgili nazik ilgisi ve yoğun desteği için Yekta Kopan’a teşekkür ediyorum. Yazı ve sanat kimi zaman ıssız bir uğraş olsa da ortaya bir şeyler koymak, bir söyleşi yapmak, bir sergi açmak, bir gazete çıkarmak, bir bienal ya da fuar organize etmek büyüklü küçüklü ekiplerle, bir araya gelen insanların hepsinin işi bir ucundan tutmasıyla olabiliyor. Mükâfatları çoğunlukla yetersiz kalan kültür-sanat dünyasında işleri büyük bir sorumluluk duygusuyla bir ucundan tutan herkesin güzel bahar günleri yaşaması dileğiyle.